RSS

Kategori arşivi: nocturna

Karanlıktan Korkar mısınız? Gece ve Pisiler…


Korkular, yedimizde de yetmişimizde de yanı başımızdalar. Adeta gölgemiz gibi. Nereye gidersek arkamızdan onları da sürüklüyoruz. Yaşlandıkça şekil değiştirseler de, başka adlarla anılsalar da onlar hep mevcut. Sanırım öyle de kalacaklar.
Peki çıkış noktası neydi bu korkuların? İlk neden korktuk, çocukluğumuzda nelerden korkardık? Çoğumuz ağız birliği yapmışcasına karanlıktan korktuğunu söyleyecektir. Evet ben de korkardım karanlıktan. Çünkü karanlık gizdi. Belki o gizin içerisinde yatağımın altına canavarlar saklanmıştı. Nereden bilebilecektim bunları. Bu soruya mantıklı bir yanıt bulana kadar uykumdan çok fedakarlık etmişliğim, lambaları açık bırakmak suretiyle elektrik idaresini zengin etmişliğim vardır. Ama sonra bu korku yerini yenilerine bırakarak çekip gitti uzaklara. Ve ben bir zamanlar karanlıktan korktuğumu bu gece izlediğim Gece ve Pisiler ya da orjinal adıyla Nocturna’yı izleyince hatırladım.
Tıpkı benim gibi Tim’de karanlıktan korkan bir çocuk. Tim, bir yetimhanede kalıyor. Yetimhanede hayat şartları çetin ama o hayata sıkı sıkı sarılmaktan vazgeçmiyor. Ah bir de şu geceler olmasa…. Karanlıktan korkan Tim, ancak yatak odasının penceresini açabildiğinde uykuya dalabiliyor. Çünkü yıldızı ve diğer yıldızlar onun karanlığına bir nebze olsun ışık tutabiliyor. Ama bir gece o yıldızlar teker teker kayboluyor ve o gece Tim, Kedi Çobanı ile tanışıyor. Sonrasında Nocturna’nın varlığından haberdar oluyor. Ve sabahları saçlarımızın savaştan çıkmış gibi darmadağın olmasından, geceleri uyumamıza bir türlü izin vermeyen fısıltıların kaynağına kadar pek çok şeyin nedenini öğreniyoruz. Ancak Nocturna’nın geleceği tehlike içerisinde. Tim harekete geçmezse tatlı uykularımıza ilelebet elveda demek zorunda kalacağız.
Kısacası filmin konusu böyle. Gece ve Pisiler, 2007 yılı İspanya yapımı bir animasyon. Avrupa’da animeler genellikle Fransızların tekelinde olsa da İspanya’dan böyle başarılı bir yapımın çıkmış olması şaşırtıcı . Teknik açıdan da gayet başarılı bir film. Geceyi anlatmak zordur ama filmde öyle bir resm edilmiş ki güneşin doğmasını hiç mi hiç istemiyorsunuz.Tim zaten tüm şirinliği ile ekranda. Bir an için onu kucaklamak istiyorsunuz. Gerçi benim favori karakterim gülen kedilere olan zaafiyetim nedeniyle (Bkz. Alice Harikalar Diyarı’nda) Kedi Çobanı oldu ama her karakter üzerinde emek sarf edildiği açıkça görülüyor.
Kısacası Gece ve Pisiler, karanlığın masalı…DVD’sinin kapağında Ali Ulvi Uyanık’ın dediği gibi “Büyülü ve unutulmaz bir düş”  Bu düşe ortak olmak, o eski korkuları kah gülerek kah üzülerek hatırlamak içinse biçilmiş bir kaftan. Eğer hayatın günlük koşuşturmasından 80 dakikalığına da olsa kopmak istiyorsanız Gece ve Pisiler sizi bekliyor. Beni de şu an tembel kedim bekliyor. Uyku vaktim gelmiş. Bir an önce uyumamı istiyor çünkü kendisi de uyumak istiyor. Eh filmi izleyenler olursa bu son yazdıklarımı anlarlar 🙂
Bana müsade. Pisilerle dolu İyi Geceler 🙂