RSS

Kategori arşivi: george clooney

Up in the Air: Aklı Havada



Biliyorsunuz bu aralar film adlarının Türkçe’ye çevrilirken katledilmelerine takmış durumdayım ama bu filmin çevirisi için söyleyecek söz bulamıyorum. Oldukça yerinde olmuş haliyle bu yazıda Türkçe ismini kullanmak bana büyük zevk verecek. Aklı Havada geçen sene Precious ile birlikte en fazla alkış alan bağımsız filmlerdendi. Bu durum kendisine başta Oscar olmak üzere pek çok ödül adaylığı getirmişti.
Film George Clooney tarafından canlandırılan,işi nedeniyle hayatının büyük bir bölümü yollarda geçen (size birilerini hatırlattı mı)Ryan’ın kurmuş olduğu düzenin şirkette işe başlayan üniversiteden yeni mezun olmuş hırslı bir o kadar da duygusal Natalie tarafından bozulma tehlikesine girmesini anlatıyor. Natalie’nin çizdiği tablonun bazı eksik noktalarının olması nedeniyle Natalie, kısa bir süreliğine piyasanın kurdu diyebileceğimiz Ryan’ın yanına staja veriliyor. Bir nevi Ryan ile Natalie arasında usta çırak ilişkisi başlıyor. Ryan, Natalie’ye insanları ikna etmeden, bavul hazırlamanın inceliklerine kadar pek çok konuda yeni şeyler öğretiyor. Ancak bu eğitim süreci Natalie’nin kafasında soru işaretleri oluşmasına neden oluyor. Sadece bir kaç saatliğine bir şirkete uğrayıp daha önce hiç tanımadığı insanların işine son vermenin kendisini ilerde mutlu edemiyeceği, yerleşik bir düzeninin olamayacağı, Ryan gibi bütün hayatının yollarda geçeceğini ve mil puan toplamaktan başka bir amacının kalmayacağı Natalie’yi korkutmaya başlıyor. Ve bu korkularını Ryan ile paylaşıyor. Bu paylaşım Ryan’ın uzun zamandır bastırdığı duygularını su yüzüne çıkarıyor. Hava limanlarını evi gibi görse de bir evinin ve ailesinin olduğu hatırlıyor. Yeni adımlar atmak izin hazır olduğunu hissediyor. Sonuçları iyi ya da kötü olsa da tüm cesaretini toplayıp bu adımları atıyor. Nihayetinde yine hava limanlarına dönüş ve yine evin gökyüzü olması…
Filmde ayrıca Ryan’ın kısa süreli bir gönül ilişkisine yer verilmiş. Vera Farmiga tarafından canlandırılan Alex karakterine pek ısınamadım. Zaten bu ilişkinin filmin bütününe zarar verdiği kanısındayım. Ryan ve Alex ikilisinin bir araya geldiği sahneler filmde en sıkıldığım sahneler oldu. Ryan ve Alex ilişkisi gibi Ryan’ın ailesinin yanına gittiği kısım da içerdiği kopukluklar ve anlam veremediğim uzun diyaloglar nedeniyle sıkılmama neden oldu. Sanki bu iki kısım filme sonradan monte edilmiş gibi duruyor. Bunun yerine işini kaybeden çalışanların durumlarını anlattıkları röportaj tadındaki kısımlar biraz daha genişletebilirdi.
An Education’ın aksine bu filmin bitmesini iple çektim. Hatta bir gün ara vererek filmi tamamlayabildim ki bu nadiren yaparım. Yukarıda bahsettiğim nedenlerden ötürü film çok uzun geldi bana. Bunun dışında Vera Farmiga’nın bu filmdeki oyunculuğunun neden yere göğe sığdırılamadığını anlayamadım. Ancak Natalie’yi canlandıran Anna Kendrick’in bileğinin hakkıyla Oscar adaylığı elde ettiğini görmek beni mutlu etti. Karakterini öylesine başarılı canlandırmış ki korkularını, üzüntülerini, şaşkınlıklarını sizler de yaşıyorsunuz. Filmi sırtlayan da haliyle Natalie olmuş. Onun dışında George Clooney’in bavul hazırlama sanatının inceliklerini anlattığı sahneler benim gibi iş nedeniyle çok seyahat eden birinin yüzünü epeyce bir güldürdü. İş seyyahları olarak aramızda evrensel bir dilin oluştuğunu da bu filmde fark ettim. Ayrıca şehirlerin havadan kuş bakışı görünüşlerine yer verilmesi de hoşuma gitti.
Genel olarak Aklı Havada iyi bir film ama bazı eksiklikleri var. Belki de yol filmlerinde sürekli kusur bulmamın sorumlusu Cameron Crowe. Almost Famous’ı geçebilecek bir yol hikayesi henüz karşıma çıkmadı. Sanırım ileride bu filmi daha çok Anna Kendrick ile hatırlayacağım. Bir aksilik çıkmazsa bu sevimli bayanın gümbür gümbür geldiğinin ayak seslerini bu filmde duyduk. Bakalım izleyip göreceğiz.
Görüşmek üzere.
P.S: Fotoğraf bavul hazırlamanın inceliklerinin anlatıldığı bölümden bir sahnedir 🙂