RSS

Kategori arşivi: haluk bilginer

New York’ta Beş Minare


Mekan sahibi almış olduğu 344456 sıralı bir dizi kararla izlediği filmler hakkında sıcağı sıcağına bir kaç kelam etmeyi buyurmuştur. Şansına da New York’da Beş Minare çıkmıştır. Artık şans mıdır son bir kaç haftadır aslında aylardır arkası kesilmeyen pazarlama tatkikleri mi  bir Cuma akşamında kendisini sinema salonuna atmıştır. Sonrasında ise şunları karalamıştır.
Söylenenlerin aksine bu filme tüm önyargılarımdan arınmış olarak gittim. Ortada güzel bir eser varsa eğitimliymiş eğitimsizmiş pek fazla takılmıyorum. Gerçi gönül bu işin eğitimini almış insanların daha da başarılı olmalarını ister. Çünkü o sıralarda dirsek çürütmek hiç de kolay değildir ama bir yerde yetenek faktörü var. Bazılarımızda Allah vergisi bu yetenek oluyor. Neyse lafı fazla uzatmayayım, filme geçeyim.
Öncelikle af buyurunuz bu film şu ana kadar yapılmış en iyi yerli film değil. Görsel açıdan  başarılı ona bir lafım yok. Özellikle açılıştaki bazı aksiyon sahneleri Hollywood filmlerine taş çıkartır cinsten. Ama bu filmde bir şeyler eksik. Sanırım ben senaryoya ve senaryonun işleniş tarzına takıldım. İçerisinde oyun barındıran daha doğrusu insanı ters köşe yapan filmleri daha çok severim ama bu filmde ilk yarının sonundan itibaren filmin  nasıl sonlanacağını  az çok ortaya koyabiliyorsunuz. (Belki bu çok fazla film izlememden kaynaklanıyor olabilir.) 
Bir de film  iki arada bir derede kalmış. Ne tam anlamıyla dram ne tam anlamıyla polisiye. Aslında bu iki tadın karışımı çok güzel sonuçlar verebilir ama geçişlerin kıvamında olması gerekir. Oysa filmde bağlantılar zayıf. Aslında karar verilip bir tarafı daha ağır basan bir film çekilseymiş daha iyi olurmuş. Şahsen dramdan ziyade siyasi tarafa daha fazla eğilen bir filmi görmeyi tercih ederdim. Özellikle üzerinde epey emek harcanarak olulşturulduğu belli olan polis ve terrör örgütü castını gördükten sonra…Ancak bu ekipte Mahsun Kırmızıgül ve Mustafa Sandal çok zayıf kalmışlar. Mahsun Kırmızıgül oyunculuktan ziyade yönetmeliğe daha fazla eğilse çok daha başarılı işler yapabilir. Mustafa Sandal’a gelince gelecek için pek umut vaat etmiyor. Ben filme onu bir türlü monte edemedim. Polis memuru Acar’dan ziyade gözümde hep pop şarkıcısı Mustafa Sandal olarak kaldı, film boyunca da bunu silemedi. Ama Hacı Gümüş rolünde bir Haluk Bilginer vardı ki görülmeye değer. Yine kendi olmaktan çıkmış, o karakterin etine kemiğine bürünmüş, o karakteri canlı hale getirmiş. Filmi sırtlayan da haliyle Haluk Bilginer  olmuş. Yan rollerdekiler de fena iş çıkarmamışlar. Terminatör 2’den aşinası olduğumuz zatı muhterem nam-ı diğer Ice Man yine tüm soğukluğu ile rolünün hakkını vermiş. Danny Glover’da fena değildi ama adam çok yaşlanmış.
Film ile ilgili yapılan tanıtımlarda hep mesajlardan bahsedilmişti. Eğer beklentiniz buysa bunu filmde bolca bulabiliyorsunuz. Bazı yerlerde vur denilince öldürülmüş. Bu da filmin vuruculuğunu engelliyor. Tamam mesaj verilsin buna karşı değilim ama öyle üç beş dakikada bir insanın kafasına vurarak değil. Bazen tek bir sahne bile yeterli oluyor. Nitekim benim için bu filmde böyle bir sahne vardı. (Tahmin edildiği üzere son sahne değil Hacı Gümüş’ün nezarette  Deccal ile konuştuğu sahne). Bu sahne varken eli sopalı diğer mesaj kaygılı sahnelere ne gerek vardı anlamış değilim.
Uzun lafın kısası New York’da Beş Minare orta karar bir film. Çok fazla beklentiyle gitmemek lazım çünkü perdeye yansıyan ne bir Piano Piano Bacaksız ne de bir Babam ve Oğlum…
Görüşmek Üzere…