RSS

Kategori arşivi: havalimanları

Kuşbakışı Dünyayı Gördüm…


Uzun bir süredir (aslında topu topu iki ay oldu) bıraktığım seyahat çalışmalarıma yeniden başladım. Bu sefer iş değil de eğitim nedeniyle rotamı Ege’ye doğru kırdım. 1 Mayıs sabahı Esenboğa Havalimanı’nın yolunu tuttum. İstikamet İzmir’di. 3,5 saat uyumama rağmen kuşbakışı yolun güzelliğine karşı koyamadım. Sanırım bu durumda Up In The Air filminin de etkisi oldu. Havalimanına her gidişimde aklıma Love Actually’nin o harika başlangıç sahnesi gelir. Artık bu filmin yanına kardeşi geldi: Up In The Air. Daha önceki yazımda belirttiğim üzere filmde kuşbakışı şehir manzaralarını pek bir sevmiştim. Fırsat bu fırsat deyip kuşbakışı şehir manzaralarını hafızamdan geri çağırdım. Mesleğim gereği Türkiye’nin pek çok iline gitme fırsatım oldu. Bu yolculuklarımda genellikle hızlı ve rahat olması nedeniyle hava yolunu tercih ettim. Oysa ben tam anlamıyla cuf cuflu tren aşığıyım. Ailenin büyük bir kısmının demiryolları ile bağlantılı işlerde çalışmasından kaynaklanan genetik bir düşkünlük müdür bilinmez tren yolculuklarını pek bir severim. Ama zaman sorunu tren yolculuklarımı sekteye uğratıyor.
Neyse konumuza dönecek olursak çok gezmemin sonucu olarak bir sürü şehrin havadan görüntüsü hafızama yer edinmiş. Ülkemizin kültürel zenginliğinden mi yoksa üzerinde yaşadığımız coğrafyanın bize sunduğu nimetlerden mi olsa gerek her kentin kendine has bir görüntüsü var. Yani kuşbakışı görmüş olduğum hiç bir şehir bir diğerine benzemiyor. Oysa Orta Amerika’da yaşayan uzaktan bir arkadaşım bir sohbet sırasında o bölgedeki bütün şehirlerin birbirine benzediğini çoğu zaman bir şehirden diğerine geçtiğini anlayamadığını anlatmıştı. Şimdi Up in the Air’deki görüntüleri karşılaştırınca bu arkadaşıma kısmen de olsa katılıyorum. Gökdelenlerle donatılmış şehir merkezi ve etrafına donatılmış banliyöler…Oysa bizim kentlerimiz böyle değil. En düzenlisi olan Ankara’da bile öyle iş merkezlerinin bir yere toplandığını göremezsiniz. Ege’nin o verimli toprakları uçağımızın altında serili iken kafamı bu düşünceler meşgul etti. Ve ben de gittiğim şehirlerin kuşbakışı görüntülerinden küçük bir “en” listesi yapmaya karar verdim.
En dağınık görüntü: İstanbul -Atatürk Havalimanı(Özellikle sabah uçuşlarında bana hak vereceksiniz)Havalimanının kendisi de çok karışıktır. Eğer aktarmalı uçuş yapacaksınız uçuşlarınızın arasında en az iki saat fark olması şiddetle önerilir. Hele bu uçuş iç hatlardan dış hatlara yapılıyorsa sağlam bir kondisyon gerekir.

En güzel görüntü: Dalaman. Ege ile Akdeniz’in kucaklaştığı yerden dönülerek yeşiliklerle dolu o güzelim yere iniş yapılır. Herkese tavsiye ediyorum. Ayrıca gün batımında yani İstanbul’un çarpık yapılaşmasının o üzücü görüntülerinin biraz da olsa gölgelendiği zaman diliminde boğazın görüntüsü enfestir. Onu da atlamamak gerekir.

En heyecanlı iniş: Trabzon. Kentin coğrafi yapısının elverişizliği nedeniyle havalimanı oldukça küçük ve şehrin içerisindedir. Bir an denize mi iniyoruz endişenize kapılmanız içten bile değil. Özellikle yağmurlu havalarda daha da artar bu endişe. Bulutlar ve sis izin verirse eğer Karadeniz’in o zümrüt yeşilini havadan görmek ayrı bir keyif verir insana.

En süprizlerle dolu: Adana. Hem bu kadar büyük bir şehirle karşılaşmak hem de Seyhan Irmağı üzerine kurulmuş olan barajın şehre kattığı güzellik sizi hayrete düşürür.

En düzenli: Açık ara farkla Ankara 🙂

En bereketli: İzmir. Yemyeşil ovalar her yere dağılmıştır. Bir de kuşbakışı bile devam arkelojik kazıları görmeniz mümkündür. Ben bu yolculuğumda bir tane gördüm bile 🙂

En gelişen: Gaziantep. İki sene de bir şehir bu kadar mı büyür inanamadım.

En sessiz: Samsun. Karadeniz insanı hırçındır derler tanıdığım Karadenizliler’e dayanarak da bu lafın kısmen de olsan doğru olduğunu düşünüyorum ama Samsun buna inat sakindir. Sadece sahilinde hareketlenme vardır. Onun dışında hep aynı. Sanırım on sene sonra da aynı olacak.

Benden şimdilik bu kadar. Görüşmek üzere